merhaba
Burada Dostluk Bulacaksınız
Kelime yoklaması için en güzel açılış olacağını düşündüğüm güzel arkadaşımız Merhaba’ya merhaba diyelim. Evet, esprilerim her zaman bu denli kaliteli olmayabilir. Hazır bulmuşken, gülmeyi ihmal etmeyin. Zira gülmek için bahanelere ihtiyacımız var. Burak Aksak’ın dediği gibi; “mutlu olmak ihtiyaç değil, lükstür artık böylesi delirmiş bir dünyada.”
Arapça kökenli bir kelime olan Merhaba, “ruhb” kökünden türetilmiş olup, ferahlık, genişlik, bolluk anlamlarına gelmektedir. Bir rivayete göre, “bu açılan kapı senin için geniş ve ferah bir yer olacak, burada dostluk bulacaksın, kendini rahat hisset.” anlamıyla bu kelimenin dünya hikâyesinin başladığı söylenir. “Merhaba” şeklindeki selamlaşmayı ilk kullanan kişinin ise VI. Yüzyılda yaşamış olan Himyerî hükümdar ailesinden Seyh b. Zûyezen olduğu görüşler arasındadır.
Eskiden kalelerde kapının tam karşısındaki duvara açılmış olan ve kapıdan giren düşmana ok atmaya yarayan mazgal deliği anlamıyla “merhaba siperi” ya da bir selamı bile çok görmek, ilgisini kesmek anlamıyla “merhabayı kesmek” bu ferah kelimemizin pek de ferah olmayan anlamlarından birkaçı. Gözümüzü çevirdiğimiz, kulaklarımızı açtığımız her an pek de ferah olmayan pek çok şey ile karşılaşma olasılığımız yüksek olduğu için güzeli görmek adına, en azından Merhaba’nın bu tarz anlamlarını kendi hafızamın arka raflarına kaldırıyorum.
Umutsuzluğumuzun katmerlendiği, yüreğimizin yüksek duvarlar arasında gökyüzüne hasret kaldığı, hayallerimizin mum alevi misali bir esintiyle yerle bir olduğu zamanlarda, daha çok ihtiyacımız var sanırım sahici bir merhabaya. Sözlerimizin ferahlığa muhtaçlar için ferahlık olması, ellerimizin bolluk dağıtması, evlerimizin her zamankinden daha geniş olması gereken bir zaman, bu zaman.
O yüzden, merhaba güzel arkadaşım, burada dostluk bulacaksın. Çünkü başka türlüsü mümkün değil.